Pheonix LogoZindan Günlükleri
← Blog'a DönAdaletin Sessiz Çığlığı

Adaletin Sessiz Çığlığı

12.04.2025 · 10 dakikalık okuma

AdaletTürkiyeDemokrasiİnsan HaklarıGündem

Türkiye’de Hukuk Krizi: Adaletin Suskunluğu

Türkiye, hukuk devleti ilkesinden her geçen gün daha da uzaklaşıyor. Sadece yargı bağımsızlığının kaybı değil, aynı zamanda anayasal düzenin sistematik biçimde ihlal edilmesi, toplumsal adaletsizliğin sıradanlaştırılması, seçim iradesinin yargı sopasıyla bastırılması gibi birçok mesele, ülkeyi hukuksuzluk sarmalına sürüklüyor. Son olarak Ekrem İmamoğlu’nun diploması üzerinden başlayan tartışmalar, iktidarın hukuku nasıl araçsallaştırdığını bir kez daha gözler önüne serdi.


📌 AYM Kararları Uygulanmıyor: Devletin Tepesinden Hukuksuzluk

Anayasa Mahkemesi (AYM), Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek yargı organı. Ancak son dönemde AYM’nin verdiği kararların alt mahkemelerce uygulanmaması, “hukuk devleti” kavramını fiilen askıya alıyor. Yargıtay’ın, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması gibi hukuk dışı hamleler, kuvvetler ayrılığı ilkesine doğrudan tehdittir.

🔍 Örnek Olay:
Gezi Davası'nda Osman Kavala hakkında verilen AYM ve AİHM kararlarına rağmen tahliye kararı uygulanmadı. Bu, bireysel bir adaletsizlik değil; anayasal düzenin çöküşünün göstergesidir.


🧭 Yerel Seçimler ve Yargının Rolü: Halkın İradesi Gasp Ediliyor

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde iktidarın birçok büyükşehri kaybetmesinin ardından, DEM Parti ve CHP'nin kazandığı belediyelere karşı sistematik bir yargı müdahalesi başladı. Özellikle DEM Parti’nin kazandığı belediyelerde KHK gerekçesiyle mazbatalar verilmedi. Bu tutum, doğrudan seçmen iradesine darbedir.

Adalet Temalı Görsel

Seçimle gelenin yargı yoluyla gitmesi, demokrasinin ruhuna aykırıdır. Sandıktan çıkan irade, mahkeme kararıyla devre dışı bırakılmamalı.


🎓 İmamoğlu ve Diploma Krizi: Manipülasyonun Yeni Yüzü

Ekrem İmamoğlu hakkında YÖK ve İstanbul Üniversitesi'ne yönelik "diploması sahte" iddiaları bir anda gündemi kapladı. Oysa mezuniyet kaydı sistemde mevcut, diploma teslim belgesi arşivde. Amaç açık: 2028'e giden yolda muhalefetin en güçlü figürlerinden biri olan İmamoğlu’nun siyasi itibarsızlaştırılması.

Bu olay, Türkiye'de hukukun artık sadece cezalandırma için değil, rakipleri saf dışı bırakma aracı olarak kullanıldığını gösteriyor. Üstelik mesele sadece bir diploma değil; yargının bağımsızlığı, YÖK gibi kurumların tarafsızlığı ve kamuoyunun bilgiye erişim hakkı doğrudan etkileniyor.

📌 Detay:
İddiaları ortaya atan hesapların geçmişte sahte içerik üretmiş olmaları, manipülasyonun organize bir şekilde yürütüldüğünü gösteriyor.


⚖️ Hukuksuzluk Sadece Siyasi Değil, Günlük Hayatın Ta Kendisi

Adalet sadece mahkeme salonlarında aranan bir kavram değil. İşçi, kadın, öğrenci, çevre savunucusu… Hangi toplumsal kesime bakarsak bakalım, herkesin temel hakları hukuksuzlukla çiğneniyor.

  • Kadınlar: Koruma kararları uygulanmadığı için kadınlar öldürülüyor.
  • İşçiler: Tazminat haklarını almak için yıllarca mahkemede sürünüyor.
  • Çevre Savunucuları: Maden karşıtı köylüler kolluk şiddetiyle bastırılıyor.
  • Öğrenciler: Barınma protestoları nedeniyle gözaltına alınıyor.

🔍 Gerçek Hayattan Örnek:
İkizdere’de taş ocağına karşı direnen köylülerin yaşadıkları: hem kolluk kuvvetleriyle hem de hukukla mücadele etmek zorunda kaldılar.

Köylü Kadın

📚 Yargı Sisteminde Çifte Standart: Kim İçin Hukuk, Kim İçin Zulüm?

Türkiye’de yargı mekanizması, kimin yargılandığına göre farklı işliyor. Muhalif bir gazeteci tweet attığı için yıllarca yargılanırken, iktidara yakın biri açıkça tehditler savursa bile cezasız kalabiliyor.

🛠️ Veriyle Gerçek:

  • Basın İlan Kurumu’ndan muhalif medyaya toplamda %80 daha az ilan verildi.
  • RTÜK cezalarının %90’ı muhalif yayın organlarına kesildi.

Bu tablo, “adalet terazisi”nin iktidar lehine ağırlaştığını gösteriyor.


💬 İfade Özgürlüğü: Susmak En Güvenli Yol Haline Geldi

Sosyal medyada bir yorum yapmadan önce insanlar üç kez düşünür oldu. Çünkü bir tweet yüzünden gözaltına alınmak sıradanlaştı. Sanatçılar, akademisyenler ve öğrenciler ifade ettikleri görüşler nedeniyle ya yargılanıyor ya da işlerini kaybediyor.

🔍 Örnek:
“Barış bildirisi”ne imza atan akademisyenler hakkında açılan davalar yıllar sürdü. AYM iptal etti ama geri dönüşler ya çok yavaş yapıldı ya da hiç yapılmadı.

Üniversite Amfisi

Barış bildirisi imzacıları, öğrenciler, tiyatrocular... Konuşmanın bedeli artık özgürlük kaybı oldu.


🛡️ Adalet İçin Ne Yapmalı?

Türkiye’nin tekrar hukuk devleti olabilmesi için aşağıdaki adımlar bir zorunluluktur:

  1. Yargı Bağımsızlığı Gerçekten Sağlanmalı
    HSK gibi kurumlar siyasi etkiden tamamen arındırılmalı.

  2. AYM ve AİHM Kararlarına Uyulması Zorunlu Hale Getirilmeli
    Alt mahkemelerin bu kararları tanımaması doğrudan anayasaya aykırıdır.

  3. Yargı Reformu Siyasi Slogan Olmaktan Çıkarılmalı
    Reform, sadece kanun değişikliğiyle değil, zihniyetle başlar.

  4. Toplumun Hukuk Bilinci Artırılmalı
    Hukuksuzlukla sadece avukatlar değil, tüm yurttaşlar mücadele etmeli.

  5. Seçimle Gelenin Gitme Hakkı Olmalı
    Halkın oyuyla seçilenlerin, mahkeme kararlarıyla değil, yine halkın oyu ile görevden ayrılması gerekir.


Son Söz: Adalet Mücadelesi Hepimizin

Bugün suskun kalan her vicdan, yarın adaletsizlikle yüzleşebilir. Adalet, yalnızca mahkemelerde değil; sokakta, okulda, evde, işyerinde her yerde olmalı. Çünkü hukuk sadece devletin değil, halkın da onurudur.

Kapak Görseli - Giden Adalet Değil, Biziz


Adalet bir gün herkese lazım olacak. Ama o gün geldiğinde çok geç kalmış olabiliriz.

✍️ Hazırlayan: Pheonix Haber Servisi (16 Nisan 2025)

🧠 Daha fazla içerik ister misiniz?

Aşağıdaki konulardan birini seçerek bize rehber hazırlamamıza yardımcı olun: